Copyright © HTB Hukuk ve Danışmanlık
Tasarım ve Düzenleme | Mustafa Enes K.
HTB Hukuk ve Danışmanlık Bürosu,birçok hukuki konuda faaliyet göstermektedir. Aşağıda özellikle uzman olduğumuz faaliyet alanlarımızı ve bunlar ile ilgili kısa bilgileri bulabilirsiniz...
İLETİŞİMHTB Hukuk ve Danışmanlık Bürosu; küçük, orta ve büyük ölçekli yerli ve yabancı şirketlere ihtiyaç duydukları, ticaret ve şirketler hukuku, borçlar hukuku ve sözleşmeler dahil, tüm hukuki konularda danışmanlık hizmetleri sunmaktadır. Büromuz, yerli ve yabancı müvekkillerine sözleşmeler, kurumsal yönetim ve uyum, kurumsal yapılandırma, ihaleler, fikri ve sınai mülkiyet hakları, sektörel düzenlemeler ve izinler gibi farklı alanlarda hukuki danışmanlık vermektedir.
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve ilgili mevzuat uyarınca verdiğimiz KVK hizmeti; uyum süreci, uyum sürecinin denetlenmesi, ilgili kişi başvuru süreçlerinin yönetilmesi, Kurul savunması ve Kurul′un uyguladığı yaptırımlara karşı ilgili yargı merciinde itiraz ve dava süreçlerinin yürütülmesini kapsamaktadır. Uyum çalışmalarına başlamamış olan müvekkillerimize uyum sürecine ilişkin hizmet vermekteyiz. Kişisel verilerin korunması hukukunun gereksinimleri doğrultusunda; uyum sürecini birlikte yürütmediğimiz müvekkillerimizin, uyum sonrası mevzuata uygunluklarının denetlenmesi, bu doğrultuda risk analizlerinin yapılması ve yönetişim çalışmalarının ölçümlenmesi, ilgili kişi başvuru süreçlerinin yönetilmesi çalışmalarını sürdürmekteyiz. Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından hakkında idari para cezası ve/veya idari yaptırım uygulanan gerçek ve/veya tüzel kişilerin itiraz ve dava süreçlerini yürütmekteyiz.
Büromuz Medeni Kanun ve ilgili mevzuatlardaki düzenlemeler ışığında; evlilik öncesi veya sırasında mal rejimi sözleşmelerinin düzenlenmesi için müvekkillerine danışmanlık hizmeti sunmasının yanı sıra, anlaşmalı veya çekişmeli boşanma davaları, nafaka, soybağının kurulması, velayet ve vesayet ile Aile Mahkemeleri’nin görev alanına giren diğer uyuşmazlıklarda da mahkemeler nezdinde müvekkillerini temsilen dava süreçlerini yürütmektedir.
Gerek işveren gerek işçi nezdinde doğan alacak davaları, fesih davaları, işe iade davaları gibi iş sözleşmelerinden doğan her türlü uyuşmazlıkla ilgili danışmanlık ve temsil hizmeti vermekteyiz.
Büromuz, potansiyel bir ihtilaf bulunması halinde şirketlere, yatırımcılara ve uluslararası kuruluşlara risklerini yönetme konusunda danışmanlıkta bulunmakta ve müvekkillerimiz tarafından amaçlanan optimum sonuca ulaşmak amacıyla dava, tahkim ve alternatif uyuşmazlık çözümü işlemleri ile ilgili stratejiler oluşturup, yürütmektedir.
Ceza hukukunda temel prensipler, suçta ve cezada kanunilik ve şahsi kusur sorumluluğundan oluşur. Bir fiilin suç olup olmadığı ve cezasının ne olduğu maddi ceza hukukunu ilgilendirir. Ceza yargılamasında; iddia eden, iddia ve suçlama, suçlanan ve yargılanan sıfatları gündeme gelir, fakat henüz mahkumiyet ve mahkum, yani kesin hüküm ve hükümlü yoktur. Bu durum temel hukuk doktrinlerinden olan suçsuzluk karinesi gereği ortaya çıkmıştır. Suçsuzluk karinesi, bir suçtan dolayı kovuşturulan kişinin, suçluluğu mahkeme kararıyla sabit olmadıkça suçlu sayılmamasını ifade eder. HTB Hukuk Bürosu′nun; kuruluşundan bu tarafa faaliyet gösterdiği ceza hukuku ve ceza yargılaması hukuku, uzmanlık alanlarının başında gelmektedir. Alanında tecrübeye sahip avukatlarımız soruşturmanın başından kovuşturmanın sonuna kadar, sürecin her aşamasını büyük bir titizlik ve itina ile takip etmekte ve müvekkillerini temsil etmektedir. Büromuz; ceza hukukunun her alanında çalışmalarını etkin bir biçimde yürütmekte olup, çalışma anlayışı, temsil ettiği kişilere yaklaşımı ve tecrübesi ile yıllardır adından söz ettirmektedir. Bu çerçevede Büromuz; Ceza ve Ceza Usul Hukuku Departmanımız akademisyenlerin de içinde bulunduğu hukukçu kadrosu ile hukukun evrensel ilke ve esasları ışığında, ceza hukuku ve ceza yargılaması hukuku alanında uzmanlaşarak, soruşturma ve kovuşturma işlemleri ile şikayet ve davalarda etkin ve hızlı çözümler sunmaktadır. Ekibimizin bu alanda yıllara dayanan tecrübesi, mevzuata ve mahkeme kararlarına ilişkin geniş bilgiyi uygulamada karşılaştığı yüzlerce hukuki sorunu başarıyla ele alması, bilgi birikimini profesyonel olarak uygularken insan hak ve özgürlüklerine verdiği değer, temsil ettiği kişilere titiz, sonuç odaklı, başarılı, hızlı ve etkin bir hizmet sunulmasını sağlamaktadır.
Gerçek ve tüzel kişilerin maruz kaldığı Vergi Hukuku konusuna giren sorunların güncellenen mevzuat ışığında; dava öncesi uzlaşma sürecinin yürütülmesi, dava yoluna başvurulması gereken hallerde dava takibinin sağlanması, vergi cezalarının iptali işlemleri ve düzeltme talepleri hakkında, uzman ekibimizle hukuk danışmanlığı ve dava hizmeti sunmaktayız. Ofisimizde; vergilendirmeye ve Vergi Hukukuna ilişkin iş ve işlemlerde alanında uzman, vergi denetiminde ve incelemesinde yetkinlik sahibi ve sahada görev almış çözüm ortaklarımızla aşağıda yer alan hizmetleri sunmaktayız: - Bir vergi incelemesine tabi tutulduğunuz durumlarda; ticari iş ve işlemlerinize ilişkin herhangi bir vergi/ceza işlemi ile karşı karşıya kalmamak adına başta 213 sayılı Vergi Usul Kanunu olmak üzere vergi kanunları kapsamında sahip olduğunuz haklara ve yükümlülüklerinize ilişkin teknik bilgi gerektiren (istisna, muafiyet, teşvik ve sair) hususlarda bilmeniz gerekenler hakkında inceleme öncesi vergi danışmanlığı hizmeti, - 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ve 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu hükümleri kapsamında tam tasdik ve inceleme öncesi vergi denetimi kapsamında teşebbüsünüzün ticari faaliyetiniz bünyesinde tutmak zorunda olduğunuz yasal defterlere ilişkin usullere, düzenlenecek mali tablolara ve muhasebe işlemleri ile kayıt ve belge düzenine ilişkin vergi danışmanlığı hizmeti, - Gelir Vergisi, Kurumlar Vergisi, Katma Değer Vergisi ve diğer vergi kanunları uyarınca iade sürecine ve mekanizmasına ilişkin yasal düzenlemeler gereği yükümlülüklerinize ve haklarınıza ilişkin teknik ve spesifik bilgi gerektiren hususlarda vergi iadesi danışmanlığı hizmeti, - Vergi incelemesine tabi tutulduğunuz durumlarda; inceleme dönemine ve gerekçesine ilişkin olarak vergilendirme sürecini ilgilendiren yasal mevzuat (Kanun, Yönetmelik, Tebliğ, Genelge, Özelge) ve Usul Hukuku ile ilgili iş ve işlemlerde tarafınıza yönetilen hususlara ve inceleme sonrası duruma istinaden izlenmesi gereken yollara ilişkin (Tarhiyat Öncesi Uzlaşma, Tarhiyat Sonrası Uzlaşma, Cezada İndirim) vergi incelemesi danışmanlığı hizmeti, - Vergilendirmeye ilişkin hakkınızda tesis edilen idari iş ve işlemlere ilişkin olarak dava sürecinde; İdari Yargılama Usulü Kanunu, Vergi Usul Kanunu ve diğer vergi kanunları ve düzenlemeleri uyarınca dava sürecinin her aşamasında yükümlülüklerinize ve haklarınıza ilişkin olarak uyuşmazlık konusu hususla alakalı vergi davası danışmanlığı hizmeti, - Vergi kaçakçılığı dosyalarının takibi.
6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanuna eklenen geçici 1. maddenin 8. fıkrasına göre; 23.09.2012 tarihinden sonra kesinleşen nihai işlem ve kararlar aleyhinde yapılacak bireysel başvurular Anayasa Mahkemesi tarafından incelenmektedir. 6216 sayılı Kanunun 45. maddesinde “bireysel başvuru hakkı” tanınmış olup, mevcut durumda İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvuruları etkili iç hukuk yolu kabul etmektedir. Anayasa Mahkemesi’ne yapılan bireysel başvurunun esastan incelenebilmesi için; başvurunun Anayasa Mahkemesi’nin kişi, konu, yer ve zaman yönünden yetkisine girmesi gerekir. Anayasa Mahkemesi’ne başvuru süresi, başvuru yollarının tüketilmesinden itibaren 30 gündür. Hukuki danışmanlık ve avukatlık hizmetimiz; Anayasada güvence altına alınan temel hak ve hürriyetlerden, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ve Türkiye’nin taraf olduğu ek protokoller kapsamında öngörülen herhangi bir hakkın kamu otoritesi tarafından ihlal edildiği iddiası ile Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapılması, bireysel başvuru yapılmasından önce ihlale neden olduğu ileri sürülen işlem, eylem veya ihmal için kanunda öngörülmüş idari ve yargısal başvuru yollarının tüketilip tüketilmediğinin tespiti, bu kapsamda bireysel başvurunun kabul edilebilirlik şartlarının incelenmesi, başvurunun 6216 sayılı Kanuna ve Anayasa Mahkemesi İçtüzüğünde belirtilen şartlara uygun olup olmadığının belirlenmesi, başvuruya konu hak ihlallerini destekleyici emsal kararların sunulması, Adalet Bakanlığı’nın görüşüne cevap hazırlanması gibi, 6216 sayılı Kanun kapsamında gerçekleştirilen bir bireysel başvurunun Anayasa Mahkemesi nezdinde takibine ilişkindir.
İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesinin denetim organı, İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’dir. Avrupa Konseyi üyesi 47 devletin tümü Sözleşmeye taraftır. Türkiye Cumhuriyeti, Sözleşmeyi 4 Kasım 1950 tarihinde imzalamış ve 10 Mart 1954 tarihli ve 6366 sayılı Onay Kanunu, 19 Mart 1954 tarihli ve 8662 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır. Onay belgesi, 18 Mayıs 1954 tarihinde Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği’ne tevdi edilmiş ve Sözleşme, Türkiye Cumhuriyeti bakımından bu tarihte yürürlüğe girmiştir. Sözleşmede, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi′nde güvence altına alınan medeni ve siyasi hakların sınırlı bir bölümüne yer verilmiştir. Bu sınırlı haklar listesi, daha sonra yürürlüğe giren protokollerle genişletilmiştir. Her protokol, onu onaylayan devleti bağlamaktadır. İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne bireysel başvuruların, iç hukuk yollarının tüketilmesinden itibaren altı ay içerisinde yapılması gerekmektedir. Ancak Sözleşmeye Ek 15 numaralı Protokolün yürürlüğe girmesiyle bu süre dört aya düşecektir. İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’ne Ek 15 numaralı Protokol, 24 Haziran 2013 tarihinde imzaya açılmış; henüz yürürlüğe girmemiştir. Protokolün yürürlüğe girmesi için, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi′ne taraf tüm devletlerin Protokolü onaylaması gerekmektedir. Bu süreç tamamlanıncaya kadar; İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi′ne bireysel başvuruların, iç hukuk yollarının tüketilmesinden itibaren altı ay içerisinde yapılmasına ilişkin kural uygulanacaktır. Ayrıca Protokolün 7. maddesine göre yürürlük tarihi, tüm üye devletler onayladıktan itibaren üç aylık bir sürenin sona ermesini izleyen ayın birinci günüdür. Türkiye Cumhuriyeti, bu Protokolü 13 Eylül 2013 tarihinde imzalamıştır. Hukuk danışmanlığı ve avukatlık hizmetimiz; İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi ile Türkiye’nin taraf olduğu ek protokollerde güvenceye alınan insan hak ve hürriyetlerinin ihlali iddiasıyla İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi’ne başvuru yapılması, başvurunun yapılmasından önce iç hukuk yollarının tüketilip tüketilmediğinin tespiti, bu hususta etkili iç hukuk yolu kabul edilen Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldığının belirlenmesi, derece mahkemelerinde görülen yargılamaya ilişkin dava dosyalarının incelenmesi, başvurunun kabul edilebilirlik kriterlerine uygunluğunun kontrol edilmesi ve ihlale konu müdahalenin esasına ilişkin değerlendirme yapılması, Hükümet görüşlerine cevap hazırlanması gibi, şahsen veya temsilci vasıtasıyla yapılan başvurunun İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi nezdinde takibini kapsamaktadır.
Gerçek ve tüzel kişilerin idare karşısında korunması kapsamında, iptal ve tam yargı davaları açılması, Kamu İhale Kurumu kararlarının iptali, bakanlıklar, kamu tüzel kişileri, belediyeler ve idarelerin tasarruflarına karşı iptal davası açılması, kamulaştırma kararları kapsamında uzlaşma görüşmelerine katılınması ve idare mahkemesinde dava yoluna başvurulması, idarenin düzenleyici işlemlerine karşı hukuki yollara başvurulması, yabancı ve yerel şirketlerin kuruluş aşamalarında kamu makamları nezdinde gerekli izin ve başvuruların yapılması konularında temsil ettiğimiz kişilere danışmanlık ve dava hizmeti sunmaktayız.